SAS Metodu
Uygulayıcı Başvuru Formu
SAS Metodu
SAS Metodu işitsel uyaranlar ile beynin sağ ve sol yarı küreleri arasındaki nöral bağlantıların etkileşimini arttırarak bireylerin Bilişsel, Duygusal ve Fiziksel Gelişimlerine destek olur.
Bireye özel tasarlanmış dinleti programları günlük seanslar halinde uygulanır ve ortalama olarak 2 ila 4 hafta arası sürer.
SAS Centre; İngiltere, Hollanda, Almanya, Polonya, KKTC ve Türkiye’de ki Yetkili SAS Uzmanları aracılığıyla danışanlarına hizmet verir.
SAS Centre; müzik, ses ve hikaye tabanlı dinleti programlarıyla bireyin yaşamında pozitif değişimler yaratan, bu amaçla güvenilir ve araştırmaya dayalı programlar geliştiren uluslararası bir kuruluştur.
SAS Smart
Çocuklar ve gençlerin öğrenme becerilerini ve akademik başarılarını destekleyen, bireye özel hazırlanan dinleti programıdır.
SAS Boost
Nörogelişimsel bozukluklar arasında yer alan Otizm Spektrum Bozukluğu, Dil ve Konuşma Bozuklukları, Down Sendromu ve Nörolojik Temelli durumlar için kişiye özel hazırlanan dinleti programıdır.
SAS Balance
Yetişkin bireylerin duygudurum bozuklukları ile iş ve özel hayatın getirdiği zorluklarla baş edebilmesine yardımcı olan bireye özel hazırlanan dinleti programıdır.
SAS LIFE
Yaşın ilerlemesiyle ortaya çıkan Bilişsel Bozukluklar, Unutkanlık, Beyin Felci gibi durumlarda uygulanan kişiye özel hazırlanan dinleti programıdır.
SAS Metodunun Faydalı Olduğu Alanlar
Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu
Genel olarak anormal seviyede ya da alışılmadık şekilde aktif olma durumuna; dikkat eksikligi ve hiperaktivite bozuklugu adı verilmektedir. Bunun yanı sıra bu konu; beyinle davranışları etkilemektedir. Bu durum; genellikle ebeveynler açısından erken yaşlarda fark edilebilir bir durumdur. Çocuk, okula başladığı zaman çok belirgin şekilde belirtileri görülmektedir. 6 yaş ve sonrası, DEHB tanısı adına çok önemli bir süreçtir. Bu yaşlarda tanısı konulan hiperaktivite bozukluğunun, yetişkin dönemlerinde yavaşça ortadan kalması beklenmektedir. Fakat bu durum, ciddiye alınmalıdır. Bununla birlikte bu durum her zaman ortadan kalkmayabilir. DEHB, yetişkin bireylerde problemlere yol açabilir. DEHB tanısı konulan kişilerde; anksiyete ve uyku sorunları görülme ihtimali de bulunmaktadır. Aynı zamanda tüm vakalarda görülmediği de belirtilir. Ülkemiz çapında yapılan incelemeler sonucunda her yirmi çocuktan birisinde DEHB görüldüğü ispatlanmıştır. Bu
Duygu Durum Bozukluğu
Psikolojik rahatsızlıkların birbirinden farklı tanıları ve etkenleri bulunmaktadır. Özellikle de duygu durum bozukluklarına psikoloji alanında tanı konulması bir hayli karışık olarak bilinmektedir. Duygu durum bozuklukları kişilerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Duygu durum bozukluğu yaşanması durumunda kişilerin intihara varabilecek kadar yoğun tehlikeler yaşaması da ortaya çıkabilir. O nedenle duygu durum bozukluğu tanısı konulduktan sonra doğru tedavi yöntemi belirlenmelidir. Duygu Durum Bozukluğu Psikoloji alanında zor tanı konulan durumlardan bir tanesi de duygu durum bozukluğudur. Kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen duygu durum bozukluğu durumunda intihara varan tehlikeler ortaya çıkabilir. İnsanların günlük yaşamlarında olan ani iniş ve çıkışların yanı sıra yaşamsal seviyelerde değişiklikler de oluşabilir. Ruh halindeki tüm bu dalgalanmalar duygu durum bozukluklarına da yol açar. Sıradan ve yaşamsal olaylara bağlı olan duygu
Alzheimer
Genellikle yaşlılık ile beraber beyin hücrelerinin ölmesi neticesinde bunamaya ve hafıza kaybına neden olan, günümüzde geri döndürülemeyen nörolojik rahatsızlığa, Alzheimer adı verilmektedir. Çoğu zaman alzheimer hastaligi, sinsi ve yavaş bir şekilde ilerler. Bununla beraber yaşın ilerlemesiyle beraber görülme oranı da artmaktadır. Pek çok birey; bu hastalığın yaşlı hastalığı olduğunu düşünür. Ancak bu durum doğru değildir. Bunun yanı sıra her ne kadar genelde yaşlılarda görülse de bu hastalığa yakalanan yüzde beşi yaklaşık olarak 40 ile 50 yaşları arasındadır. 60 yaş ve altındaki kişilerin bu hastalığa yakalanması ile birlikte bu hastalığın, aile ve genetik olduğu düşünülmektedir. Alzheimer; sadece hastanın kendisini değil, aynı zamanda çevresindekileri de hem sosyal hem de psikolojik anlamda etkileyen bir rahatsızlıktır. Bu yüzden Alzheimer tanısı konulmuş hastalarla ilgilenmek için;
Asperger Sendromu
Asperger sendromu; nörolojik bozuklukların içerisinde yer alan bir hastalıktır. Bununla beraber otizm spektrum bozuklukları kategorisinin alt çeşidini oluşturmakta olan sağlık problemidir. Bu hastalık adını; 1944 senesinde hastalığı ilk defa tanıtan Dr. Hans Asperger’den almıştır. Sendrom; temel şekilde insanlarla iletişim kurma konusunda zorluk oluşturması ile karakterize bir hastalıktır. Bununla beraber takıntılı düşünce ve davranışlar da bulunmaktadır. Asperger sendromu; kuvvetli entelektüel becerileri ve sözlü dil yeteneklerinin daha iyi olmasıyla başka otizm spektrum bozukluklarından ayrılmaktadır. Bununla beraber bu kişiler genel olarak normal ya da üstün zekalıdır. Asperger sendromu teşhisi alan çocuklarda gelişim ve eğitim sürecinin iyi yönetilmesiyle beraber özel eğitim gereksinimi olmadan normal sınıflarda eğitim alınabilir. Bununla beraber yetişkinlik dönemlerinde normal iş hayatı edinmek ve sosyal yaşam sürdürmek mümkündür. Asperger Sendromu Asperger
Disleksi
En sık görülen nörolojik hastalıkların başında gelen disleksi günümüzde çok sık duyduğumuz kavramlar arasında yer alıyor. Bu nedenle pek çok kişi tarafından merak ediliyor. Disleksi Nedir? Disleksi, okuma yazma fonksiyonlarının olumsuz yönde etkilenmesine neden olan nörolojik bir rahatsızlıktır. Genellikle de çocukların ilk okuma yazma öğrendiği zaman öğrenme hızı çocuğun başarısı ile ilgilidir. Çocuğun okuma yazma sırasında kelimeleri zihinde çözmesinde sorun yaşaması durumuna disleksi adı verilir. Disleksi az rastlanan bir durum olsa da halk arasında öğrenme güçlüğü olarak da bilinir. Ama halk arasında bilinenin aksine disleksi aslında öğrenme güçlüğü değildir. Disleksinin en doğru tanımlaması ise, öğrenme bozukluğudur. Bu durumun zeka geriliği ile hiçbir şekilde ilgisi yoktur. Disleksi hastalığı görülen kişilerde yapılan araştırmalara göre dikkat çeken en belirgin özellik olarak ortaya
Dil Ve Konuşma Bozuklukları
Konuşma insanlar arasında iletişimi sağlayan en önemli öğedir. Tamamen insana özgü olan bu yetenek insanı diğer canlılardan farklı kılar. Konuşmada meydana gelen aksaklıklar bireyin yaşamını olumsuz etkiler, sosyal yaşamını sekteye uğratır. Günümüzde gittikçe yaygınlaşan bu bozukluklar dil ve konusma bozukluklari olarak adlandırılır. Konuşma Bozukluğu Konuşma bozukluğu konuşma seslerinin sesletilmesinde, konuşmanın akıcılığında veya konuşma tonunda bir bozukluk olmasıdır. 3 ayrı kategoride sınıflandırılırlar: 1) Artikülasyon Bozukluğu: Konuşma seslerinin olması gerekenden farklı bir şekilde sesletilmesidir. Bu bir ses yerine başka bir ses kullanma, ses düşürme ya da ses ekleme şeklinde olabilir. Bu durum konuşmanın anlaşılmasını olumsuz yönde etkiler. Artikülasyon bozukluğuna örnekler şunlardır: - Kar kelimesi yerine kal kelimesi kullanmak (Bir ses yerine başka ses kullanma) – Kaşık kelimesi yerine kaşı kelimesini kullanmak
SAS Türkiye Merkez Ofisi
- Ostim Teknopark Turuncu Bina, Ostim OSB Mh. Cevat Dündar Cd. No: 1/27 Yenimahalle, Ankara
- info-tr@sascentre.com
- 0312 236 65 65 | 0530 390 78 52